Çok fazla şey bekleme.
- Don't expect too much.
Otel beklentilerini karşıladı mı?
- Did that hotel meet your expectations?
Zamanımızı beklemeliyiz.
- We need to bide our time.
Sadece uygun zamanı beklemeliyiz.
- We just need to bide our time.
Fadıl en kötüsünü beklemek ve planlamak zorundaydı.
- Fadil had to expect and plan for the worst.
Umduğumdan daha uzun beklemek zorunda kaldım.
- I had to wait a lot longer than I expected I'd have to.