Bunu doğrulamak zorunda kalacağız.
- We're going to have to verify this.
Bunu doğrulamak için bir yolun yok.
- You have no way to verify it.
Bunu doğrulamak zorunda kalacağız.
- We're going to have to verify this.
Bize söylediğin her şey doğrulamam gerekiyor.
- I need to verify everything you've told us.
Bilgisayarınızın prize takılı olduğunu doğrular mısınız?
- Could you verify that your computer is plugged in?
Herhangi biri onu doğrulayabilir mi?
- Can anyone verify that?
... for the nation in that aspect. I said that the E-Verify portion of the Arizona law, which ...
... an important facility: it lacks the facility to verify that what you think you're running ...