Tom bunu doğrulamak zorunda kalacak.
- Tom is going to have to verify this.
Bunu doğrulamak için bir yolun yok.
- You have no way to verify it.
Bunu doğrulamak için hiçbir yöntemimiz yok.
- We have no way to verify this.
Bunu doğrulamak için bir yolun yok.
- You have no way to verify it.
Bize söylediğin her şey doğrulamam gerekiyor.
- I need to verify everything you've told us.
Herhangi biri bunu doğrulayabilir mi?
- Can anyone verify this?
... the world verify every day but Ron ...
... your bootloader for a signed hash of itself and verify that the signature of the hash ...