Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.
- The mayor presented him with the key to the city.
Araba anahtarlarımı unuttum.
- I have left my car keys behind.
Anahtarımı yolda iken kaybetmiş olmalıyım.
- I must have lost my key along the way.
Tom anahtarı cebine koydu.
- Tom put the key into his pocket.
He keyed the car that had taken his parking spot.