to utter a speech, discourse, or harangue; to adress a public assembly formally

listen to the pronunciation of to utter a speech, discourse, or harangue; to adress a public assembly formally
Englisch - Türkisch

Definition von to utter a speech, discourse, or harangue; to adress a public assembly formally im Englisch Türkisch wörterbuch

speak
{f} konuşmak

İngilizce konuşmak kolay değildir. - Speaking English is not easy.

Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri. - Frankly speaking, he is untrustworthy.

speak
{f} (gerçeği/sözü) söylemek: He couldn't speak a word. Hiçbir söz söyleyemedi
speak
{f} söylemek

Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim. - I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.

Doğruyu söylemek suç değildir. - Speaking the truth is not a crime.

speak
{f} göstermek (özellik)
speak
konuş

İngilizce konuşabiliyor musun? - Can you speak English?

Japonca konuşamıyorum. - I don't speak Japanese.

speak
{f} (spoke, spo.ken)
speak
{f} söz söylemek
speak
{f} ses çıkarmak

Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir. - If you want to sound like a native speaker, it'll take a lot of work.

Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır. - The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.

speak
{f} haberleşmek
speak
konuşma yapmak
speak
konuşabilmek

Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmek isterim. - I want to be able to speak Russian fluently.

O, hem İngilizceyi hem de Fransızcayı çok iyi konuşabilmektedir. - He can speak both English and French very well.

speak
bilmek

İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte. - He speaks two languages besides English.

Ben sadece nasıl Fransızca konuşacağımı bilmek istiyorum. - I just wish I knew how to speak French.

speak
düşünceleri iletmek
speak
bahsini etmek
speak
nutuk söylemek
speak
işaretle konuşmak Speak Haydi
Englisch - Englisch
speak
to utter a speech, discourse, or harangue; to adress a public assembly formally

    Silbentrennung

    to ut·ter a speech, discourse, or harangue; to adress a pub·lic As·sem·bly for·mal·ly

    Aussprache

Favoriten