Onların kasları sert.
- Their muscles are stiff.
Sıcak banyo kaslarımı gevşetti.
- The hot bath relaxed my muscles.
Kalabalığın içinde güçlükle ilerledi.
- He muscled his way through the crowd.
Herkül'ün güçlü kasları vardı.
- Hercules had strong muscles.
Hensel and Wilson hit a series of leg shots simultaneously as Christian muscles between them with Quinn right on his heels.