to urge or press forward; to force one's self; as, a man crowds into a room

listen to the pronunciation of to urge or press forward; to force one's self; as, a man crowds into a room
Englisch - Türkisch

Definition von to urge or press forward; to force one's self; as, a man crowds into a room im Englisch Türkisch wörterbuch

crowd
dışarıya itelemek yer bırakmamak
crowd
{i} arkadaş grubu
crowd
crowd into doluşmak
crowd
{f} toplan

Yangını görmek için bir kalabalık toplandı. - A crowd gathered to see the fire.

Bir kalabalık olay yerinde toplandı. - A crowd gathered at the scene.

crowd
{f} toplanmak
crowd
x sıkıştır/toplan/doldur
crowd
{f} üşüşmek
crowd
doluşmak (bir yere)
crowd
insan kalabalığı

Tiyatronun girişinde bir insan kalabalığı vardı. - There was a crowd of people at the entrance of the theater.

Böyle bir insan kalabalığını hiç görmedim. - Never have I seen such a crowd of people.

crowd
(bir alan) doldurmak
crowd
doluşmak
crowd
tıkıştırmak
crowd
belirli bir toplumsal türküm
crowd
kalabalık

Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır. - Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.

Kalabalıkta birinin adımı seslendiğini duydum. - I heard someone call my name in the crowd.

crowd
{i} sürü

Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı. - There was a crowd of students waiting in front of the library.

crowd
{i} çokluk
crowd
{f} bıktırmak
crowd
{f} sıkıştırmak
Englisch - Englisch
crowd
to urge or press forward; to force one's self; as, a man crowds into a room

    Silbentrennung

    to urge or Press forward; to force one's self; as, a man crowds in·to a room

    Aussprache

Favoriten