to try the chance; to encounter risk or danger

listen to the pronunciation of to try the chance; to encounter risk or danger
Englisch - Türkisch

Definition von to try the chance; to encounter risk or danger im Englisch Türkisch wörterbuch

hazard
{i} tehlike

Şiddetli rüzgarlar yüksek profilli araçlar için seyahati tehlikeli yapıyorlar. - Gusty winds are making travel hazardous for high profile vehicles.

Bu ürünle birlikte optik aletlerin kullanımı göz tehlikesini artıracaktır. - The use of optical instruments with this product will increase eye hazard.

hazard
{i} risk
hazard
afet
hazard
riske etmek
hazard
{f} şansa bırak
hazard
(isim) risk, tehlike, şans, kumar, topu deliğe sokan vuruş
hazard
{i} şans, tehlike, riziko
hazard
{f} riske sokmak
hazard
hazard a guess tahmin etmek
hazard
{f} söylemek
hazard
{f} tehlikeye maruz kalmak
hazard
{f} riske girmek
hazard
kafadan
hazard
{i} şans
hazard
{f} tehlikeye atmak
hazard
{i} kumar
Englisch - Englisch
hazard
to try the chance; to encounter risk or danger
Favoriten