Bebeğin çirkin olduğunu gerçekten söyleyebilirim.
- I can truly say that baby is ugly.
Zamanın öfkenin ilacı olduğu gerçekten söylenilmektedir.
- It is truly said that time is anger's medicine.
Ben gerçekten, hakikaten ona inanıyorum.
- I really, truly believe that.
Bu çözmek için hakikaten zor bir problem.
- It's a truly difficult problem to resolve.
Sağlıklı bir merak, aslında güzel bir şeydir.
- A healthy curiosity is truly a fine thing.
Ben gerçekten, hakikaten ona inanıyorum.
- I really, truly believe that.
Bu çözmek için hakikaten zor bir problem.
- It's a truly difficult problem to resolve.
İçtenlikle, gerçekten ona inanıyorum.
- I sincerely, truly believe that.
İçtenlikle, gerçekten ona inanıyorum.
- I sincerely, truly believe that.
Truly, that is all I know.
You are truly silly.
... So truly, delayed gratification, I must say. ...
... He is one of the few truly global sports stars. ...