O günahının farkında değil.
- She is unconscious of her sin.
İnsan bir günahkar doğar.
- Man is born a sinner.
Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
- Forgive me Father for I have sinned.
Beni affedin, zira ben günah işledim.
- Forgive me, for I have sinned.
Hem yaşlılar hem de gençler günah suçlusudur.
- Both the old and young are guilty of sinning.
Yüzüne bakılmayacak kadar suçlusun.
- You're guilty as sin.
Mülkiyetime izinsiz girmeye nasıl cesaret edersin!
- How dare you trespass on my property!
İzinsiz giren kimseler vurulacaktır.
- Trespassers will be shot.
Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
- Forgive me Father for I have sinned.
Beni affedin, zira ben günah işledim.
- Forgive me, for I have sinned.
Mülkiyetime izinsiz girmeye nasıl cesaret edersin!
- How dare you trespass on my property!
Mülkiyetime izinsiz girmeye nasıl cesaret edersin!
- How dare you trespass on my property!
Forgive us our trespasses, as we forgive those who trespass against us — The Lord's Prayer. Matthew ch6. v.14, 15.
And forgeve us oure trespases, even as we forgeve them which trespas us.