Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
- My brother is as large as I.
O Taro'nun erkek kardeşi.
- He is Taro's brother.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching television.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
Kayınbiraderim önemsiz konulardan kolayca sinirlenir.
- My brother-in-law easily loses his temper from trivial matters.
Matt Rita'nın kayınbiraderi.
- Matt is Rita's brother-in-law.
Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim.
- Today I'll go to the cinema with Tom's brother.
Beş kardeş çiftlikte birlikte çalıştı.
- Five brothers worked together on the farm.