O, karavanı arabasına bağladı.
- He hitched the caravan to his car.
Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.
- One gypsy family with their caravan was encamped.
Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.
- A long caravan of camel was heading to the West.
Elli develi bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerliyordu.
- A caravan of fifty camels slowly made its way through the desert.