Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim.
- From Sendai I extended my journey to Aomori.
Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir.
- Reading a book can be compared to making a journey.
Ne keyifli bir yolculuk yaptık!
- What a pleasant journey we had!
Yolculuk henüz başladı.
- The journey has just begun.
Gelecek ay geziye çıkıyoruz.
- We are going on a journey next month.
Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.
- The object of the journey was to visit Grandma.
Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı.
- Gérard de Nerval wrote Journey to the East.
Hayat bir seyahate benzer.
- Life is like a journey.
Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
- I want to go on a journey around the world if possible.
Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi.
- She showed me the snaps which she had taken during her journey.
Önümüzdeki ay bir yolculuğa çıkacağız.
- We are going on a journey next month.