Bana limana giden yolu gösterir misiniz?
- Could you show me the way to the port?
Fırtına geminin limandan ayrılmasını imkansız hale getirdi.
- The storm will make it impossible for the ship to leave port.
Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.
- This portion of the library is off-limits to the public.
Onların gemisi hâlâ limanda.
- Their ship is still in port.
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.