Biz onlara para ve giysi sağladık.
- We provided them with money and clothes.
Bu giysiler nihayet kuru.
- These clothes are finally dry.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.
Lütfen elbiselerinizi çıkarınız.
- Take your clothes off, please.
Tom en azından haftada bir kez çamaşırları yıkar.
- Tom washes clothes at least once a week.
Tom çamaşır ipi olarak kullanmak için biraz ip aldı.
- Tom bought some rope to use as a clothesline.
O her zaman koyu giysiler giyer.
- He always wears dark clothes.
Bu giysiler nihayet kuru.
- These clothes are finally dry.
Onun elbisesinin ve ayakkabısının renkleri birlikte iyi gidiyor.
- The colours of her dress and shoes go well together.
Bu şapka elbiseye uyuyor.
- This hat goes together with the dress.