to tip or overturn (something)

listen to the pronunciation of to tip or overturn (something)
Englisch - Türkisch

Definition von to tip or overturn (something) im Englisch Türkisch wörterbuch

upset
üzmek

Onları üzmek istemedik. - We didn't want to upset them.

Seni üzmek istemedim. - I didn't mean to upset you.

upset
{i} bozulma

Peki Tom bugün nerede? Oh, karnında bir bozulma var. - So where's Tom today? Oh, he has an upset stomach.

upset
kahretmek
upset
bozmak (mideyi)
upset
(Mekanik,Teknik) çökertme
upset
başaşağı çevirmek
upset
tedirgin
upset
rahatsızlık
upset
altüst etmek
upset
bozmak
upset
(mide) bulanmış
upset
(isim) devrilme, alabora olma, bozulma, devirme, bozukluk, karışıklık, bozgun, beklenmedik yenilgi
upset
{s} bozulmuş, bozuk (mide)
upset
{f} altüst olmak
upset
{f} bulandırmak
upset
dövmek
upset
(sıfat) bozuk, sinirli, bozulmuş, bulanmış, altüst olmuş, devrilmiş, üzgün
upset
{s} altüst olmuş
upset
raha

Bir mide rahatsızlığı ile uyandım. - I woke up with an upset stomach.

Tom'un bir mide rahatsızlığı vardı. - Tom had an upset stomach.

Englisch - Englisch
upset

But this argument, which first Anaxagoras and later Eudoxus and certain others used, is very easily upset; for it is not difficult to collect many insuperable objections to such a view.

upsot

was in a twinkling, all upsot.

to tip or overturn (something)
Favoriten