Bu civatayı sıkmak zorundayım.
- I have to tighten these bolts.
Ekonomi yakında toparlanmazsa kemerlerimizi sıkmak zorunda kalacağız.
- We'll have to tighten our belts if the economy doesn't pick up soon.
Ev ödemelerimizi yapmak için, kemerlerimizi sıkıştırmak zorunda kalacağız.
- To make our house payments, we're going to have to tighten our belts.
Ben koşuya gitmeden önce ayakkabılarımı her zaman sıkı bağlarım.
- I always tie my shoes tightly before I go jogging.
Ben ona sıkıca sarıldım.
- I hugged her tightly.
Bu pantolonlar oldukça dar. Diğer bedenleri deneyebilir miyim?
- These jeans feel too tight. May I try on another size?
Sanırım bu kazak sana çok dar.
- I think that sweater is too tight on you.
Ev ödemelerimizi yapmak için, kemerlerimizi sıkıştırmak zorunda kalacağız.
- To make our house payments, we're going to have to tighten our belts.
Tom somunları sıkıştırdı.
- Tom tightened the nuts.
The Fed is expected to tighten by a quarter-point.
Please tighten that screw a quarter-turn.
... it's is full of the e not my favorite to tighten up your feet ...