Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
- There is a fixed standard in the king's principles.
Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
- The quality of higher education must answer to the highest international standards.
Onun işi standartlara uygun değil.
- His work is not up to standard.
Bizim standardizasyona ihtiyacımız var.
- We need standardization.
Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
- The quality of higher education must answer to the highest international standards.
Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
Güzellik için tek bir ölçüt yoktur.
- There is no one standard for beauty.
Güzellik için tek bir ölçüt yoktur.
- There is no one standard for beauty.
... up to. So again, it's not singling them out, it's holding them to the exact same standard ...
... my wounds from having been beaten by John McCain, all right. I was not the standard ...