Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
- Rome was not built in a day.
Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
- And I will raise it again in three days.
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
- I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.
- I read a newspaper every day so that I may keep up with the time.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
- The days are getting warmer and warmer.
Benim kuralım her zaman gündüz günün işini yapmaktı.
- My rule always was to do the business of the day in the day.
Çağının en iyi yazarı olarak görülüyordu.
- He was regarded as the greatest writer of the day.
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
- The other day, I got a call from her.
Onüçüncü doğum gününden birkaç gün sonra Tony de okulu bıraktı.
- A few days after his thirteenth birthday, Tony left school, too.
Tom yetmişinci doğum gününden sadece bir gün sonra öldü.
- Tom died just one day after his seventieth birthday.
Tom'u kreşte indirdim.
- I dropped Tom off at daycare.
Gidip çocuğumu kreşten alacağım.
- I will go and pick up my child from daycare.
It was a year ago to the day that I first met him.
... up against. There may be a day where the code says no and the owner needs to say yes. Owners ...
... process for 10 to 20 minutes once or twice per day. ...