Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
- Tom never ceases to amaze me.
Onun hafızası beni şaşırtıyor.
- His memory amazes me.
Onun akıllılığı sık sık beni şaşırtır.
- Her cleverness often amazes me.
O şaşkınlık içinde baktı.
- She looked in amazement.
El yazısı kullanabilen genç insanların sayısının gitgide azaldığını şaşkınlıkla öğrendim.
- I was amazed to learn that fewer and fewer young people can write in cursive.
amazeth many men that are to speak or show themselves in public assemblies, or before some great personages .