Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Onların komşularıyla arası iyi.
- They're on good terms with their neighbors.
Tom'un Mary ile arası iyidir.
- Tom is on good terms with Mary.
Teknik terimlerle yazıldığı için bu kitabı anlamak çok zor.
- Written in technical terms, this book is very difficult to understand.
Genel terimler kullanacağım.
- I will use general terms.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
... in terms of the sheer material cost is delivered to the ...
... engineers have defined the problem entirely in terms of duration ...