Gürültüden dolayı uyuyamıyoruz.
- We can't sleep because of the noise.
O gürültüye katlanamam.
- I can't stand that noise.
Gürültü ve ses arasındaki farkı kim çevirebilir?
- Who can translate the difference between noise and sound?
O, gürültünün ne hakkında olduğunu sormak için üst kattan seslendi.
- She called down from upstairs to ask what the noise was about.
Benim için sürpriz oldu, kapı sessizce açıldı.
- Much to my surprise, the door opened noiselessly.
Çocuklara sessiz kalmalarını emrettim, ama onlar gürültü yapmaya devam ettiler.
- I ordered the children to stay quiet, but they kept on making noise.
He noised about that he wanted the promotion, unwilling to ask for it but wanting it to be talked about.