O beni parasını çalmakla suçladı.
- She accused me of stealing her money.
O çalmaktan suçludur.
- He is guilty of stealing.
Hırsızlık yaparken yakalandı.
- He was caught in the act of stealing.
Bana nasıl hırsızlık yapılacağını öğretebilir misin?
- Can you teach me how to steal?
Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
- I forgave the boy for stealing the money from the safe.
Yoksulluk onu çalmaya zorladı.
- Poverty drove him to steal.
Bu gerçek bir kelepir.
- This is a real steal.