Benjamin Harrison'un kampanyası iyi organize edilmişti.
- Benjamin Harrison's campaign was well-organized.
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.
- Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.
Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti.
- Eisenhower had campaigned to end the war.
Truman seçim gününe kadar mücadele etti.
- Truman campaigned until Election Day.
Olimpiyat Oyunları'nda yer almak istiyorlar.
- They want to take part in the Olympic Games.
Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
- The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.
Tom diğer çocuklarla oyunlara katılmayacak kadar çok utangaçtır.
- Tom was too shy to take part in games with the other boys.
Tom törene katılmak istemiyor.
- Tom doesn't want to take part in the ceremony.
Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
- I wanted to take part in the party but I couldn't.