O, lisesi ile gurur duyuyor.
- She takes pride in her high school.
Birçok anne-baba çocuklarıyla gurur duyuyor.
- Many parents take pride in their children.
O gururlu ve kibirli.
- He's prideful and arrogant.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
- Humility often gains more than pride.
Beyaz Rusya'da yaşıyorum ve bu durumdan gurur duyuyorum.
- I live in Belarus and I take pride in this fact.
Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar.
- She prides herself on her skill in cooking.
I pride myself on being a good judge of character, but pride goes before the fall and I'm not a good judge of my own character so I'm often wrong without knowing it.