to take notice; to give attention to what one sees or hears; to attend

listen to the pronunciation of to take notice; to give attention to what one sees or hears; to attend
Englisch - Türkisch

Definition von to take notice; to give attention to what one sees or hears; to attend im Englisch Türkisch wörterbuch

observe
gözlemlemek

Kuşları gözlemlemekten hoşlanıyorum. - I like to observe birds.

Çocukluğum boyunca sık sık çevremizi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için buraya geldim. - During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.

observe
{f} izlemek
observe
gözlemde bulunmak
observe
uymak (kanun vb'ne)
observe
gözetmek
observe
gözlem yapmak
observe
saygı göstermek
observe
-e uymak
observe
gözlemek

Mary kuşları gözlemekten hoşlanır. - Mary likes to observe birds.

Kuşları gözlemekten hoşlanırlar. - They like to observe birds.

observe
gözetlemek
observe
dikkat etmek
observe
{f} söylemek
observe
{f} incelemek

Gece gökyüzünü incelemek için bir teleskop aldım. - I bought a telescope in order to observe the night sky.

observe
düşünceyi belirtmek
observe
(Nükleer Bilimler) gözlem

Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi. - He observed many types of creatures there.

Tom kuşları gözlemlemeyi sever. - Tom likes to observe birds.

observe
ileri sürmek
observe
{f} (bayramı)
observe
söyle/uy/gözle
observe
{f} riayet etmek
Englisch - Englisch
observe
to take notice; to give attention to what one sees or hears; to attend

    Silbentrennung

    to take notice; to give at·ten·tion to what one sees or hears; to at·tend

    Aussprache

Favoriten