Englisch - Türkisch
Definition von to take forcibly or fraudulently; as, to strike money im Englisch Türkisch wörterbuch
- strike
- (Askeri) saldırı
ABD yalnızca son çare olarak ülkede hava saldırılarını kullanacak.
-The USA will only use air strikes in the country as a last resort.
SSCB sadece son çare olarak ülkede hava saldırılarını kullanacak.
-The USSR will only use air strikes in the country as a last resort.
- strike
- sıyırma
- strike
- sökmek
- strike
- para basmak
- strike
- kibrit yakmak
- strike
- bulmak
- strike
- çarp
Ben bunun doğru olduğuna yemin ederim ya da yıldırım beni çarpsın.
-I swear that it is true, or may lightning strike me down.
Meteor çarpması tehdidini ciddiye almazsak hepimiz öleceğiz.
-If we don't take the threat of meteor strikes seriously, we'll all die.
- strike
- vurma
- strike
- etkilemek
- strike
- yakmak
- strike
- çarpmak
- strike
- {f} vurmak
- strike
- {i} keşif, keşfetme
- strike
- {f} çıkarmak
- strike
- {f} (struck, struck/strick.en)
- strike
- {i} nükleer saldırı
- strike
- {f} indirmek
- strike
- {i} vurgun
- strike
- {f} basmak çalgı
- strike
- {f} para
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to take forcibly or fraudulently; as, to strike money im Englisch Englisch wörterbuch
- strike
to take forcibly or fraudulently; as, to strike money
Silbentrennung
to take for·ci·bly or fraudulently; as, to strike mon·eyAussprache
Resimler
Favoriten