Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.
- I want to come here next winter again.
Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.
- Her new novel will come out next month.
İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur.
- Jobs are hard to come by with so many people out of work.
Bu günlerde iş edinmek zor.
- Jobs are hard to come by these days.
İçeri girmek ister misin?
- Do you want to come in?
Bir içki için girmek ister miydiniz?
- Would you like to come in for a drink?
Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin.
- You shouldn't have come here to begin with.
O gelmese bile, biz başlamak zorunda kalacağız.
- Even if he doesn't come, we'll have to begin.
Tom'la birlikte olmak için geri geldin, değil mi?
- You've come back to be with Tom, haven't you?
Tom bugün bizimle olmak için Boston'dan bütün yolu katetti.
- Tom has come all the way from Boston to be with us today.
Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
- Tom had to go back the way he'd come.
Ofisime geri dönmek istiyor musun?
- Do you want to come back to my office?
Hadi gel içeri. Paranı al ve çıktıktan sonra kapının kapandığından emin ol.
- Come on in. Take your money and make sure the door is closed after you've left.
Hadi, arkadaşlar, bu artık komik değil.
- Come on, guys. This is not funny anymore.
Winter comes after autumn.