O, planlarını değiştirdi.
- She altered her plans.
Tom takım elbisesini değiştirdi.
- Tom got his suit altered.
O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.
- He's proposing a suggestion for altering the research method.
Elbisesini tek başına değiştirmek zorunda kaldı.
- She had to alter her dress by herself.