to supply with food, nourish, fatten, eat, live

listen to the pronunciation of to supply with food, nourish, fatten, eat, live
Englisch - Türkisch

Definition von to supply with food, nourish, fatten, eat, live im Englisch Türkisch wörterbuch

feed
(Tekstil) 1. beslemek 2. besleme
feed
ikmal
feed
yemlemek
feed
hayvan yiyeceği
feed
{f} besle

Aç kuşlar kuş besleyiciden yiyorlardı. - The hungry birds were eating from the bird feeder.

Müzik bizim hayal gücümüzü besler. - Music feeds our imagination.

feed
yemek

Tom dün köpeğine yemek vermeyi unuttu. - Tom forgot to feed his dog yesterday.

Sana çok yemek vermediler, değil mi? - They didn't feed you much, did they?

feed
beslenmek
feed
besleme

Tom herkesi beslemeye yetecek kadar yiyecek getirdi. - Tom brought enough food to feed everyone.

Tom köpeğini beslemeyi unuttu. - Tom forgot to feed his dog.

feed
(Bilgisayar) Özet akışı, bilgilendirme
feed
feed up fazla yedirmek
feed
yiyecek vermek
feed
besle,v.besle: n.besleme
feed
{f} otlatmak
feed
gıdası olmak
feed
{f} yemek yemek
feed
(Tıp) Beslenmek, gıda almak
feed
{f} yemek vermek
feed
{f} (fed)
feed
{f} doyurmak

Anneler çocuklarını doyurmak için kendileri açlıktan öldü. - Mothers starved themselves to feed their children.

feed
(Tıp) Yiyecek, gıda, havyan yemi
Englisch - Englisch
{v} feed
to supply with food, nourish, fatten, eat, live
Favoriten