to suddenly excite someone, or to give someone great pleasure; to electrify

listen to the pronunciation of to suddenly excite someone, or to give someone great pleasure; to electrify
Englisch - Türkisch

Definition von to suddenly excite someone, or to give someone great pleasure; to electrify im Englisch Türkisch wörterbuch

thrill
heyecan

Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder. - If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.

Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı. - My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.

thrill
{f} heyecanlanmak
thrill
{i} büyük heyecan

Onlar onu sadece onun büyük heyecanı için yapıyor. - They do it just for the thrill of it.

thrill
{f} etkilemek
thrill
çok heyecanlandırmak
thrill
büyük heyecan duymak
thrill
(Tıp) trombositopeni
thrill
heyecan verici şey
thrill
korku

Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum. - I don't like rural horror thrillers.

Onun hikayesi beni korkudan titretti. - His story thrilled me with horror.

thrill
{f} heyecanlan

Tom seni görmekten heyecanlanacak. - Tom will be thrilled to see you.

Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı. - My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.

thrill
heyecanlandırmak
thrill
{f} titremek
thrill
{i} titreme
Englisch - Englisch
thrill
to suddenly excite someone, or to give someone great pleasure; to electrify

    Silbentrennung

    to sud·den·ly ex·cite someone, or to give some·one great pleasure; to e·lec·tri·fy

    Aussprache

Favoriten