Tom'un karısı, mücevherlerini sergilemekten hoşlanıyor.
- Tom's wife loves to exhibit her jewelry.
İlk ödülünü sergide kazandı.
- She won first prize in the exhibition.
Lütfen sergilere dokunma.
- Please don't touch the exhibits.
Bu bütün teşhirciliğe katlanamam!
- I cannot stand this whole exhibitionism!
Tüm bu teşhirciliğe karşı nefret hissediyorum.
- I feel an aversion toward all this exhibitionism.
Resimlerini Japonya'da sergilemeyi düşünüyor.
- He hopes to exhibit his paintings in Japan.
Tom herhangi bir şiddet eğilimi sergilemedi.
- Tom has never exhibited any violent tendencies.
Sergilere dokunmayın.
- Do not touch the exhibits.
Lütfen sergileri ellemeyin.
- Please do not handle the exhibits.