Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Torpidoları fırlatmak için hazırlanın.
- Prepare to launch torpedoes.
Koministler büyük bir askeri kampanya başlattı.
- The Communists launched a major military campaign.
Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.
- They decided to launch a major attack.
Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
- The rockets were fired from a launching pad.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Onlar bir roket fırlattı.
- They launched a rocket.
Can we this quote? Launch your hearts with lamentable wounds. - Edmund Spenser.