Gayretin övgüye şayan.
- Your effort deserves praise.
Çok az bir gayretle kitabı yazdı.
- She wrote the book with very little effort.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.
- Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.
Proje, üç farklı sınıftan öğrencinin ortak çalışmasıydı.
- The project was a joint effort by students from three different classes.
Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
Herkes kendi dilini öğrenir ve asla diğer dillerden bir tek sözcük bile öğrenmek için herhangi bir çaba harcamaz.
- Everybody learns their own language and never make any effort to learn even one word of other languages.
O, çaba harcamadan ağaca tırmandı.
- He climbed up the tree without effort.
Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
- We must do everything we can to stimulate the economy.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.
Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
- Praise stimulates students to work hard.
O ders beni gerçekten teşvik etti.
- That lecture really stimulated me.
Hayal gücümü canlandırdı.
- It stimulated my imagination.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
... individually in response to different needs and stimulate he also believe this ...
... and has all brain we close down to further stimulate if you checked it ...