Lütfen onu durdurur musun?
- Can you please stop that?
Lütfen beni izlemeyi durdurur musun?
- Would you please stop following me?
Girişte bir araba durdu.
- A car stopped at the entrance.
Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?
- How about stopping the car and taking a rest?
Bu tapa şişeye uymaz.
- This stopper does not fit the bottle.
Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.
- We thought it impossible to stop him.
O ona o ilacı almayı durdurmasını tavsiye etti fakat o ihtiyacı olduğunu düşünüyordu.
- She advised him to stop taking that medicine, but he felt he needed to.
John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız.
- John drinks too much these days. We have to stop him from drinking any more.
Tom döğüşü durdurmak için kesinlikle hiçbir girişimde bulunmadı.
- Tom certainly made no attempt to stop the fight.
Benim bu saatim asla durmaz.
- This watch of mine never stops.
Yağmurun durmasını bekleyelim.
- Let's wait for the rain to stop.
Bir sonraki benzin istasyonunda duralım.
- Let's stop at the next gas station.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.