to stand firm; to be fixed; to be supported; as, a column rests on its pedestal

listen to the pronunciation of to stand firm; to be fixed; to be supported; as, a column rests on its pedestal
Englisch - Türkisch

Definition von to stand firm; to be fixed; to be supported; as, a column rests on its pedestal im Englisch Türkisch wörterbuch

rest
{f} dinlenmek

Tom, bütün gün çalışıyordu, dinlenmek istedi. - Tom, who had been working all day, wanted to have a rest.

Çok yorgun olduğumdan dolayı dinlenmek için durdum. - Becoming very tired, I stopped to rest.

rest
{i} hareketsizlik
rest
(Ticaret) geri kalan miktar
rest
(Askeri) RAHAT DURUŞU, İSTİRAHAT: Sıra dahilinde sınırlı kımıldama, konuşma ve sigara içme serbestisi. Rahat komutunda erler bir ayaklarını sıra dahilindeki yerlerinde tutarlar
rest
dem alış
rest
işlemezlik
rest
bağlı olmak
rest
huzur

Ormandaki sessizlik huzur verici. - The silence in the forest is restful.

Tom sabırsız ve huzursuzdu. - Tom was impatient and restless.

rest
güvenmek
rest
dayamak
rest
dincelmek
rest
es
rest
durup dinlenmek
rest
gömülü olmak
rest
mesnet
rest
{f} aynen kalmak
rest
(fiil) dinlenmek, mola vermek, uyumak, istirahat etmek, uzanmak, yatmak, ebedi istirahatte olmak, dayanmak, yaslanmak, durmak, dinlendirmek, dikmek (bakış), dayamak, koymak, çıkarmak, gömülü olmak, olmaya devam etmek, aynen kalmak
rest
{i} uyku

Ben iyi bir gece uykusu uyumanı istiyorum. - I want you to get a good night's rest.

rest
{f} koymak
rest
oturtmak
Englisch - Englisch
rest
to stand firm; to be fixed; to be supported; as, a column rests on its pedestal

    Silbentrennung

    to stand firm; to be fixed; to be supported; as, a col·umn rests on its ped·es·tal

    Aussprache

Favoriten