to spread or scatter

listen to the pronunciation of to spread or scatter
Englisch - Türkisch

Definition von to spread or scatter im Englisch Türkisch wörterbuch

straw
{i} hasır

O, kendini güneşten korumak için bir hasır şapka satın aldı. - He bought a straw hat to protect himself from the sun.

Tom bir hasır şapka aldı. - Tom bought a straw hat.

straw
{i} pipet

Kazadan sonraki bir ay boyunca, sadece pipet kullanarak sıvı tüketebildi. - For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.

Tom bir pipetle çikolatalı süt içiyordu. - Tom was drinking chocolate milk through a straw.

straw
{i} saman

Bir geleneksel Kore saman ayakkabısı bile bir çifte aittir. - Even a (traditional Korean) straw shoe belongs to a pair. (literal)

Devenin belini kıran son saman çöpü. - The last straw breaks the camel's back.

straw
samanlı
straw
sapsaman
straw
kamış çubuk
straw
(Tarım) anız
straw
hayali düşman
straw
işçi başı
straw
{i} kamış

Tom bir kamışla çikolatalı sütü içerken yemek odası masasına oturdu. - Tom sat at the dining room table, drinking chocolate milk through a straw.

straw
tahılların kuru sapı
straw
{i} saman çöpü

Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır. - A drowning man will catch at a straw.

Devenin belini kıran son saman çöpü. - The last straw breaks the camel's back.

straw
kukla
straw
kendi tara
straw
{i} önemsiz şey
straw
{i} çöp

Tom en kısa çöpü çekti. - Tom drew the shortest straw.

O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu. - He stuck a straw into an anthill.

straw
kalfa
straw
(isim) çöp, hasır, saman, saman çöpü, kamış, pipet, hasır işi, hasır şapka, önemsiz şey
straw
straw hat hasır şapka
Englisch - Englisch
straw
to spread or scatter

    Silbentrennung

    to spread or scat·ter

    Türkische aussprache

    tı spred ır skätır

    Aussprache

    /tə ˈspred ər ˈskatər/ /tə ˈsprɛd ɜr ˈskætɜr/
Favoriten