O, odaya girdiğinde bir mırıltı vardı.
- There was a murmur when she entered the room.
O, dudaklarını onun kulağına yaklaştırdı ve mırıldandı: Seni seviyorum.
- He brought his lips close to her ear and murmured: I love you.
Odanın diğer ucundan bir ses Ne oluyor? diye mırıldandı.
- What's happening?, murmured a voice from the other end of the room.