Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
- How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
Ne çeşit bir evin var?
- What sort of house do you have?
O, ne tür bir oyundur?
- What sort of play is it?
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
O, kolay pes eden bir tip değildir.
- He is not the sort of guy who gives in easily.
Bu tip yerlere ne tip insanlar takılırlar?
- What sort of people hang out at a place like this?
Sen hayvanları nasıl sınıflandıracaksın?
- How will you sort the animals?
O, evrakları sınıflandırmayı bitirdi.
- He finished sorting the papers.
Onun kağıtlarını ayıklamak için birkaç gün harcadım.
- I spent several days sorting through her papers.
Son olarak bunu tasnif etmeni istiyorum.
- I want to sort this out once and for all.
Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı.
- It took quite a while to sort out all our luggage.
Biz öğrencilerin isimlerini alfabetik olarak sıralamalıyız.
- We ought to sort the students' names alphabetically.
Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı.
- It took quite a while to sort out all our luggage.
Hiç kimsenin o tür şey için zamanı yoktu.
- No one has time for that sort of thing.
Ben onun tamamına sıralanmış olarak sahibim.
- I've got it all sorted.
İsimler alfabetik olarak sıralanır.
- The names are sorted alphabetically.
Ona böyle bir şey söylemen oldukça saçma.
- It's quite absurd of you to tell her that sort of thing.
Bu yer oldukça romantik.
- This place is sort of romantic.
I had a sort of my cupboard.
... ant hive or ant colony of some sort. Now I wonder if you could speak to that. ...
... We've sort of settled for being well. ...