Tom romanı onlara önerdi.
- Tom recommended the novel to them.
O, uzun süredir onlara yazmadı.
- He hasn't written to them in a long time.
O, bana göre üç yıl kıdemli.
- She is senior to me by three years.
Sen bana göre her şeysin.
- You are everything to me.
Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
- This book may well be useful to you.
Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Allow me to introduce Mayuko to you.
Bay Hasimoto bize karşı adil.
- Mr. Hashimoto is fair to us.
Tom bize yazacağını söyledi.
- Tom said he would write to us.
Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun
- You live next to somebody I work with.
Bunu başka birine söyle.
- Tell it to somebody else.
Çek birine para ödeme yöntemidir.
- A check is a method of paying money to somebody.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Ne yapılacağı size kalmış.
- What to do is up to you.
Üzgünüm size yazmam uzun sürdü.
- Sorry it took me so long to write to you.
Bu, kongre için bir sus payı.
- It's a sop to Congress.
Bu bekçiye bir rüşvettir.
- It's a sop to Cerberus.
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
- Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz.
- In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.
Bunun anahtarının nerede olduğunu biliyor musunuz?
- Do you know where the key to this is?
Tom hâlâ hayatta olsaydı bugün nasıl görünürdü?Aşağıdaki fotograf kullanımı, bunun bir cevabını bulmaya çalışıyor.
- How would Tom look today if he were still alive? The following photomanipulation attempts to find an answer to this.
Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
- We had no choice but to leave the matter to him.
Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
- You may as well say it to him in advance.
O elbiseyi buna tercih ederim.
- I prefer that dress to this one.
Buna asla alışmayacağım.
- I'll never get used to this.