Hemşire ağlayan çocuğu yatıştırdı.
- The nurse soothed the crying child.
Öfkeli adamı yatıştırmaya çalıştı.
- He tried to soothe the angry man.
Ona sakinleştirici verdin mi?
- Did you give her the tranquilizer?
Tom sakinleştirici bir dart tarafından vuruldu.
- Tom was hit by a tranquilizer dart.