Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.
- It was a pleasant day, but there were few people in the park.
Bugün güzel bir gündü.
- Today was a pleasant day.
Hiçbir şey sabah yapılan bir yürüyüş kadar hoş değil.
- Nothing is as pleasant as a walk in the morning.
Sesi dinlemek için hoş.
- Her voice is pleasant to listen to.
Ne keyifli bir yolculuk yaptık!
- What a pleasant journey we had!
O çok keyifli görünüyor.
- He seems very pleasant.
Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
- In order to relax, I need to listen to soothing music.