O, arka kapıdan gizlice içeri süzüldü.
- He sneaked around to the back door.
Onu gizlice kaçmaya çalışırken yakaladım.
- I caught him trying to sneak out.
Tom Mary'nin odaya sessizce sokulduğunu gören tek kişiydi.
- Tom was the only one who saw Mary sneak into the room.
Ne kadar sinsi olursan ol, asla kendine sürpriz yapamazsın.
- No matter how sneaky you are, you can never surprise yourself.
Tom korumanın arkasına sinsice yaklaştı ve onu İngiliz anahtarıyla dövdü.
- Tom sneaked up behind the guard and clobbered him with a monkey wrench.
Tom yedek parça çalmak için bir depoya gizlice girdi.
- Tom sneaked into a warehouse to steal spare parts.
to sneak away from company.
... sneak preview of the next major release from Google Maps ...
... And I want to give you a sneak peak of one of the key parts ...