Boston'dan kaçmak zorunda kaldım.
- I had to get away from Boston.
O güzel, bu doğru ama o ağzını bir defa açtı mı sen yalnızca kaçmak isteyeceksin.
- She's beautiful, that's true—but once she opens her mouth, you'll only want to get away!
Koşuşturmadan kurtulmak istiyorum.
- I want to get away from the rat race.
Ben sadece kurtulmak istiyorum.
- I just want to get away.
Hafta sonu için çıkmak istiyorum.
- I want to get away for the weekend.
I can't cope any more. Things are getting away from me.