Asya yaklaşık olarak Avrupa'nın dört katı büyüklüktedir.
- Asia is roughly four times the size of Europe.
Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir.
- Our school was not the same size as yours.
Senin odan benimkinin boyutunun iki katı kadar.
- Your room is twice the size of mine.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
- A person's heart is approximately the same size as their fist.
Tom, doğru ebatta alyan anahtarı olmadığı için karyolanın montajını yapamadı.
- Tom couldn't assemble the bed because he didn't have the right sized Allen key.
Bu elbise, üç ebatta gelir.
- This dress comes in three sizes.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- Yesterday my sister went to Kobe.
O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.
- Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
Her zaman altıda kalkarım.
- I always get up at six.
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- My sister is suffering from a bad cold now.
O gerçekten Tom'un kızkardeşi mi?
- Is that really Tom's sister?
Altı katlı bir apartmanın en üst katında yaşıyorum.
- I live on the top floor of a six storey apartment block.
Karşıda altı katlı bir bina var.
- Opposite there is a six-story building.
Tom kapıyı açtığında, o, Mary'nin orada altılı bir paket ve bir pizza ile orada durduğunu gördü.
- When Tom opened the door, he saw Mary standing there with a six-pack and a pizza.
Tom altılık bira paketi taşıyarak içeri girdi.
- Tom came in carrying a six pack of beer.
cover my six.
... Six simple elements, including hydrogen from the Big Bang, ...
... go to three billion, four billion, five billion, six ...