Bu antika saat bin dolar değer.
- This antique clock is worth one thousand dollars.
Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
- I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
Mavi araba, antikadır.
- The blue car is antique.
Bana en yakın antikacının nerede olduğu söyler misiniz?
- Can you tell me where the nearest antique shop is?