to set into action or practicing

listen to the pronunciation of to set into action or practicing
Englisch - Türkisch

Definition von to set into action or practicing im Englisch Türkisch wörterbuch

exercise
{f} egzersiz yapmak

Ilımlı egzersiz yapmak sizi sağlıklı tutacaktır. - Taking moderate exercise will keep you healthy.

Stresten kurtulmak için en iyi yol biraz egzersiz yapmaktır. - The best way to get rid of stress is to do a little exercise.

exercise
{i} egzersiz

Yürümek iyi egzersizdir. - Walking is good exercise.

O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı. - He put emphasis on the importance of the exercise.

exercise
{i} alıştırma

Bizim alıştırmaları öğretmen düzeltir. - The teacher corrects our exercises.

Matematik alıştırmaları için kız kardeşime yardım ediyorum. - I am helping my sister to do her math exercises.

exercise
(Ticaret) işleme koyma
exercise
(Askeri) eğitim
exercise
egzersiz yaptırmak

Köpeğinize egzersiz yaptırmak için en sevdiğiniz şey nedir? - What's your favorite way to exercise your dog?

İlginç bir kişi olmak için aklınızı beslemek ve egzersiz yaptırmak zorundasınız. - To be an interesting person you have to feed and exercise your mind.

exercise
antrenman
exercise
{i} yerine getirme
exercise
{f} uygulamak
exercise
{i} çalışma

O, laboratuar çalışmalarının sınavı öncesinde teslim edilmesini şart koşuyor. - He requires that the laboratory exercises be handed in before the final exam.

exercise
{i} uygulama
exercise
beden terbiyesi
exercise
(Tıp) Hareket yeteneği azalan veya kaybolan bir organ (kol, bacak, el vs)'a eski hareketini kazandırmak amacıyla yaptırılan belirli hareketler, alıştırma, egzersiz
exercise
{f} hareket ettirmek
exercise
{i} talim
exercise
tecrübe
exercise
(Askeri) TIBBİ EGZERSİZ, EGZERSİZ: Tıbbi tedavinin bir kolu. Bu tıbbi tedavi "active exercise", "asistive exercise", "conditioning exercise", "heavy resistant exercise", "passive exercise", "progressive exercise", "remedial exercise", "resistive exercise" ve "tolerance exercise" nevilerine ayrılır. Bu terimlere bak
exercise
{i} yapma

Koşmadan önce gevşemek için birkaç egzersiz yapmayı severim. - I like to do a few exercises to loosen up before I run.

O ona egzersiz yapmasını tavsiye etti. - She advised him to exercise.

Englisch - Englisch
exercise
to set into action or practicing

    Silbentrennung

    to SET in·to ac·tion or prac·tic·ing

    Türkische aussprache

    tı set întı äkşın ır präktısîng

    Aussprache

    /tə ˈset əntə ˈaksʜən ər ˈpraktəsəɴɢ/ /tə ˈsɛt ɪntə ˈækʃən ɜr ˈpræktəsɪŋ/
Favoriten