Seni etkilemek istiyordum.
- I wanted to impress you.
Tom babasını etkilemek için çok çalışıyor.
- Tom has been trying hard to impress his father.
Sergi çok etkileyiciydi.
- The exhibition was very impressive.
Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
The liner was impressed as a troop carrier.