to seduce; to prompt to evil; to tempt

listen to the pronunciation of to seduce; to prompt to evil; to tempt
Englisch - Türkisch

Definition von to seduce; to prompt to evil; to tempt im Englisch Türkisch wörterbuch

suggest
önermek

Tom'un katil olduğunu önermek için hiçbir kanıt yok. - There's no evidence to suggest that Tom was the killer.

Hiç kimsenin önermek için yeni bir şeyi olmadığı açıktır. - It is clear that no one has anything new to suggest.

suggest
{f} teklif etmek
suggest
{f} fikir vermek
suggest
hissini vermek
suggest
(fiil) önermek, teklif etmek, akla getirmek, tavsiye etmek, fikir vermek, telkin etmek, aşılamak, izlenimini uyandırmak, öne sürmek, ima etmek, sezdirmek
suggest
fikir beyan etmek
suggest
hatıra getirmek
suggest
belirli bir izlenim bırakmak
suggest
{f} aşılamak
suggest
meydana atmak
suggest
göstermek

Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir. - His accent suggests he is a foreigner.

Son zamanlarda yapılan araştırmalar davanın bu olmadığını göstermektedir. - Recent studies suggest that this is not the case.

suggest
işaret etmek

Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum. - I'd like to point out some problems regarding your suggestion.

suggest
{f} ima etmek
suggest
imada bulunmak
suggest
{f} (belirli bir) izlenim bırakmak
suggest
(to) Önermek
suggest
öne sürmek ileri sürmek
suggest
ima ve ihtar suretiyle bildirmek veya söylemek
suggest
{f} (bir şey) (başka bir şeyi) akla getirmek
Englisch - Englisch
suggest
to seduce; to prompt to evil; to tempt
Favoriten