to save up

listen to the pronunciation of to save up
Englisch - Türkisch
para biriktir

Erkek arkadaşım para biriktirmeyi ve bir spor araba almayı planlıyor? - My boyfriend plans to save up and buy a sports car.

Yeni bir araba almak için para biriktirmemiz gerekiyor. - We need to save up money to buy a new car.

{f} para biriktirmek

O biraz para biriktirmek için çok çalıştı. - He worked hard to save up some money.

Para biriktirmek için sıkı çalıştı. - She's worked hard to save up money.

tasarruf sağlamak
biriktirmek

O biraz para biriktirmek için çok çalıştı. - He worked hard to save up some money.

Para biriktirmek için sıkı çalıştı. - She's worked hard to save up money.

{f} tasarruf etmek

Tom bir araba satın almak için yeterli parayı tasarruf etmek istedi. - Tom wanted save up enough money to buy a car.

Birikim yapmak, tasarruf etmek, para biriktirmek
Englisch - Englisch
To accumulate money, especially for a specific, planned expenditure

She knows she must save up for college.

{f} economize, avoid unnecessary use or expenditure, save, cut back, be thrifty; Accumulate something for a specific intention or purpose
see save 2
feather one's nest; have a nest egg; "He saves half his salary"
to save up

    Türkische aussprache

    tı seyv ʌp

    Aussprache

    /tə ˈsāv ˈəp/ /tə ˈseɪv ˈʌp/

    Etymologie

    [ t&, tu, 'tü ] (preposition.) before 12th century. Middle English, from Old English tO; akin to Old High German zuo to, Latin donec as long as, until.
Favoriten