Tom'un gözlerinde sabun var.
- Tom got soap in his eyes.
Sabun gözlerimi acıttı.
- The soap hurt my eyes.
Küfretme yoksa ağzını sabunla yıkarım.
- Don't curse or I'll wash your mouth out with soap.
Ilık su ve sabunla yüzünü yıka.
- Wash your face with warm water and soap.